İyi niyetle; hak, hukuk, adalet getirmek için kurulan altılı masanın göstereceği Cumhurbaşkanı adayının seçimi kazanacağına kesin gözüyle bakılıyordu, halk da buna inanmıştı, sonuç hüsran oldu. “Hak, hukuk, adalet, laiklik” isteyen genç, yaşlı ama heyecanlı insanlar hayal kırıklığına uğradı. Kimse inanamadı, inanmak istemedi…
Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaybedilmesinin asıl nedeni, gerçek anlamda sorgulanmadı. Sorumluluğu kimse üstlenmedi. Masaya dâhil her siyasi parti, suçlu olarak diğer partiyi görüyor. Böyle yaparak işin içinden çıkacağını zannediyor!
Oysa seçimlerde seçmen, altılı masaya dâhil partilere oy vermedi, laik Cumhuriyete sahip çıktı. Halkın bu kararını ve tabanda birleşmesini kimse anlamadı, anlamamakta ısrar ediyor…
Seçim öncesi, anket firmaları seçimi çantada keklik olarak gösterdiler. “Evdeki hesap çarşıya uymaz!” Atasözünü görmezden geldiler. Medyaya yansıyanları gözünüzde canlandırın! Yazacaklarım o günlerde yaşananların basına yansıyan ve herkesçe görülen kısmıdır…
Her ay, bir partinin genel merkezinde verilen yemekler, birbirlerine iltifatlar. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ nu aileye havale etmeler. Demokrasi havarisi gibi davranmalar. Saymakla bitmeyecek güzel davranışlar. O günler hayal âleminin tavan yaptığı güzel günlerdi. Kimse birbirini suçlamıyor, iltifat ediyor, ayaklar yere basmıyordu. Kimi gösterirlerse göstersinler seçimi kazanacaklarına inanıyorlardı…
Altılı masa Cumhurbaşkanı adayını açıklayıncaya kadar bu büyülü hava sürdü. Halk inanmaya başlamıştı bu kez olacak diyordu. Heyecanla seçim gününü bekliyordu. Sayın Meral Akşener, açıklanacak adayı beğenmeyip masayı terk etti…
İlk çatlak oluştu. Masaya tekrar döndü ama hareketinin halk üzerinde olumsuz etki yaratmasını önleyemedi. Halk, kendi aralarında anlaşamayan liderlere güvenini kaybetmeye, altılı masaya şüpheyle bakmaya başladı…
Seçimlere bu ortamda gidildi. Halk, her şeye rağmen Cumhuriyeti korumak için sandıklara aktı. Ne yazık ki, kırsaldaki sandıklar korunamadı. Kazanılmış seçim kaybedildi. Köylü ile neden diyalog kurulamadı? Hiç araştırılmadı, üzerinde durulmadı? Bunlara yanıt verilmedi…
Seçim sonrası yaşananlar ise tam bir akıl tutulması, birlikte olduğu partileri suçlama, kendini aklama, haklı çıkarma çabası ve seçmene şirin görünme söylemleri aldı başını gidiyor. Halk buna inanıyor mu? Zannetmiyorum. “Acı bir kahvenin kırk yıl hatırı var” söylemi siyaset için geçerli değil herhalde…
Altılı masa liderleri, Ülke ve halkın çıkarlarından çok, başında olduğu partinin başarılı olması için çalışmışlar. Onlar, hep başkan olacaklar. Başkaları hata yapar ama onlar asla yapmaz! Anlayışına sahipler.
Yaklaşan yerel seçimleri kaybedeceklerini bile bile altılı masaya dâhil her siyasi parti kendi belediye başkan adayını gösterme kararını aldı. Halk onların kararına rağmen önceden olduğu gibi bir aday etrafında toplanacak mı? Bekleyip göreceğiz…
Seçmen, önümüzdeki yerel seçimlerde halkı ve köylüyü düşünmeyen siyasi partilere gereken dersi verecek, laik Cumhuriyete, Atatürk’e ve devrimlerine sahip çıkacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…
İsmail Abi, Laik, bağımsızlık, kamuculuk, emeğin hakkını aldığı, adaletsizliklerin son bulduğu bir düzen için ana muhalefetin seçimlerde yaptığı hataları masaya yatırmadan, gerçek bir özeleştiri yapmadan, ilkelerde değişim yaşanmadan başarılı olmak zor. Sağcılık yarışında "iktidarın" eli daha güçlü. Laiklik için, bağımsızlık için, Laiklik için, Adalet İçin, özcesi İnsanca Yaşamak İçin Memlekete SOL gerek. Sevgilerimle.
Yorumun için teşekkür ederim, seçim neden kaybedildi? Sorusunun yanıtını, altılı masadan kimse vermiyor. Kayba neden olarak, masaya dâhil diğer partileri görüyor. Türk halkı kültürel olarak dönüştürülmekte bireysel ve tüketici olmaya yönlendirildi. Kurtuluş; Laik, eşitlikçi, hukukun üstünlüğüne inanmış bireylerin oluşturacağı “Halkın kendi kendini idare ettiği” Laik Cumhuriyeti tekrar ayağa kaldırmakla olacaktır. Selamlar, sevgiler.