Bugün, 17 AĞUSTOS
Büyük acımızın
22. yıldönümü...
Ülkemizin ve çağımızın en büyük depremlerinden
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üzerinden
22 yıl geçti.
MÜHENDİSLER,
MİMARLAR ve
ŞEHİR PLANCILARI olarak,
UNUTMADIK…
Yıllar geçse de
UNUTTURMAYACAĞIZ diyoruz...
* * *
Deprem gerçeği belleğimizden
Hiç çıkmamasına karşın,
Son günlerde;
Üç yanı masmavi denizler ile çevrili,
Yemyeşil ülkem,
Türkiye’miz
Diğer doğal felaketler ile boğuşuyor…
* * *
Manavgat’ta başlayan
Yüzlerce yıllık,
Yemyeşil ormanlarımızda
Başlayan yangın,
Marmaris, Bodrum, Milas ilçelerimizi
Güzelim Ege kıyılarımızı
Yaktı, yıktı, kül etti…
* * *
Evlerimizi, hayvanlarımızı,
Ağaçlarımızı, fidanlarımızı, çiçekleri,
Arıları, börtü böceği yitirdik.
Canlarımız gitti,
Yüreklerimiz yandı…
* * *
Yangına karşı gereken hazırlık yapılmadığını,
Türk Hava Kurumunun
Yangın söndürme uçaklarının
Bakımlarının yapılmadığını,
Yangın söndürme uçak ve
Helikopter kiralandığını
Öğrendiğimizde;
Ege kıyılarımızdaki
Yemyeşil ormanlarımız karardı,
KAPKARA OLDU…
* * *
Karadeniz Bölgesinde,
Kastamonu(Bozkurt), Sinop(Ayancık), Bartın,
Başta olmak üzere,
Samsun ve Karabük’te
Etkili olan şiddetli sağanak yağış,
Sele yol açtı…
Dereler, çaylar taştı,
Önüne ne gelirse sürükledi,
Köprüleri yıktı, yolları kapladı,
Evleri ve işyerlerini sular bastı.
Yapılmaması gereken,
Uyarılmalara karşın
Dere yataklarına yapılan
Binalar yıkıldı.
Yine, canlarımızı yitirdik.
Yüreklerimiz dağlandı…
* * *
Günümüzde, Hava durumu, hava tahmini, Sıcaklık, Yağmur, Kar, Dolu, Şimşek, Gökgürültüsü, Rüzgar,
Fırtına gibi Meteorolojik bilgiler önceden veriliyor.
Önlemler alınması için uyarılar yapılıyor.
Yapılmasın diye uyarıldığı halde,
Sorumsuzca, Bilinçsizce,
Sanki inat edercesine,
Uyarıları dinlemeden,
Kulak asmadan,
Umursamadan,
Doldurulmuş dere yataklarına yapılmış
Çok katlı binalar yapmayı sürdürüyoruz…
* * *
Ayancıktaki dere yatağına yapılmış,
Tomruk deposunun kaldırılması için
Uğraş veren Kaymakamın dinlenmemesi ve
Deponun daha yüksekteki yere taşınmaması ile,
Selin sürüklediği tomrukların oluşturduğu hasar
Yıkımlara, canlarımıza yitirmemize neden oldu…
* * *
Büyük yıkıma ve can kaybına yol açan,
Haiti açıklarındaki 7.2 büyüklüğündeki
Deprem bizleri uyarıyor…
* * *
Deprem, yağmura, kara, doluya,
Sele benzemez;
DEPREM,
GELİYORUM DEMEZ,
GELİR…
* * *
Geçen yıl 30 Ekim 2020
Cuma günü, Saat 14.51.25
Sisam (Samos) adası kuzeyinde,
Seferihisar güneyindeki
Denizin 11.8 derinlikteki,
AFAD’a göre 6.6,
Kandilli’ye göre 6.9,
ABD’ye göre 7.0 büyüklüğündeki,
Yer bilimci
Prof. Dr. Övgün Ahmet ERCAN’a göre de;
Yıkım gücü 9 olan,
7.0 büyüklüğündeki
Yer sarsıntısı
Yaygın adıyla
İZMİR DEPREMİ,
Yine sarstı,
Yine salladı,
Yine, yine,
Yine yıktı.
Yine acı,
Yine üzüntü getirdi.
Yerbilimcilerin dediği gibi,
DEPREM GELDİ…
* * *
Depremler oluyor,
Korku içinde kendimizi
Caddelere, sokaklara atıyoruz.
Artçılar geliyor,
Sokaklarda, bahçelerde,
Parklarda geceliyoruz.
Sarsıntılar geçiyor,
Hop; hemen evlere koşuyoruz.
Yenisi bir deprem oluncaya dek
UNUTUYORUZ…
* * *
Her deprem felaketinden sonra yaşanan acıların,
Yeniden yaşanmaması için
Önlem alınmalı diyoruz.
Diyoruz...
Ancak yıllar geçiyor,
Deprem öncesine yönelik
Önlemler alınmıyor...
Salt olarak
Deprem sonrasındaki
Kurtarma çalışmalarına yönelik
Önlemler alınıyor...
* * *
Sonra...
Sonrası acı.
Çok acı oluyor...
Yerbilimcilerini dinlemeyen
Ben bilirimcilerin,
Yapı mühendislerini, mimarları,
Şehir Plancılarını dinlemeyen
Ben yaparımcıların,
İnatları uğruna;
Sele dönüşen dereler
Gencecik fidanlarımızı alıp,
Bizleri acılara boğarak
Sonsuzluğa götürüyor...
* * *
Her zaman olduğu gibi;
Doğa intikamını alıyor.
Yitirdiğimiz gencecik
Çocuklarımızın acılarını,
Aileleri ile birlikte
Toplum olarak bizler çekiyoruz...
Böyle giderse
Önlem alınmazsa,
İnatlaşma sürerse,
Acı çekmeği sürdüreceğiz demektir!..
* * *
Ülkemizin ve çağımızın en büyük depremlerinden
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üzerinden
Dile kolay,
Tam 22 yıl geçti…
Yine bir Ağustos ayındayız.
Her yıl olduğu gibi;
17 Ağustos gününde
Her deprem felaketinden sonra yaşanan acıların,
Yeniden yaşanmaması için
Televizyonlara çıkıp,
Alınacak önlemler konusunda
Bol, bol konuşuyorlar...
18 Ağustos günü ise
Alınacak önlemleri,
Yapılacak eylemleri
Bir kenara bırakıp,
Bir yıl sonra konuşmak üzere
Rafa kaldırıyorlar...
* * *
Biz ne yapıyoruz?..
Üzülüyoruz, ağlıyoruz,
Ertesi gün,
UNUTUYORUZ…
* * *
Hepimiz artık biliyoruz.
DEPREM değil,
Yapı ruhsat olmadan,
Sağlıksız koşullarda yapılmış,
Yapı Denetimi yapılmamış,
Mühendis ve Mimar olmadan
Proje ve eklerine aykırı,
Bazen de projesiz yapılan
BİNALAR ÖLDÜRÜYOR…
* * *
Hep birlikte önce Aydınımızdaki,
Sonra da Türkiye genelindeki binaların,
Günümüz koşullarında,
Depreme dayanıklı duruma getirmek için
EMEK VERMELİYİZ, UĞRAŞ VERMELİYİZ,
GEREKTİĞİNDE KAVGA ETMELİYİZ...
* * *
ÖNLEM.
ÖNLEM..
ÖNLEM ALALIM…
ÖNLEM ALDIRALIM…
HİÇ DEPREM OLMAYACAKMIŞ GİBİ
YAŞAYALIM.
ANCAK; YARIN DEPREM OLACAKMIŞ GİBİ,
ÖNLEM ALALIM,
HAZIRLIKLI OLALIM…
* * *
Her şeye karşın
MÜHENDİSLER,
MİMARLAR ve
ŞEHİR PLANCILARI olarak,
Yıllardır ülkemize büyük yıkımlar ve acılar getiren
Marmara Depremini UNUTMADIĞIMIZI,
UNUTTURULMAYA çalışılsa da,
UNUTTURMAYACAĞIMIZI 22 YILDIR
HAYKIRIYORUZ,
YILLAR GEÇSE DE
HAYKIRMAYI SÜRDÜRECEĞİZ...
YA SİZ,
UNUTTUNUZ MU YOKSA!..
ALTAN GÜNEY
İNŞAAT MÜHENDİSİ