17 Ağustas 1999 Marmara depreminin yıldönümü öncesinde bir basın toplantısı düzenleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru, Aydın’daki yerleşim yerlerinin fay hatları üzerinde kurulu olduğunu belirterek “bir şeyler yapmalıyız” dedi.
Kahvaltılı basın toplantısında 17 Gölcük depreminde 18 bin 373 kişinin yaşamını yitirdiğini, 23 bin 781 kişinin yaralandığını, 505 kişinin sakat kaldığını ve 285 bin 211 ev ile 42 bin 902 işyerinin hasar gördüğünü anımsatan Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilcisi Hasan Kuru; “Depremde ortaya çıkan bu olumsuz tablo; afet zararlarının doğrudan belirleyicisi olan; düşük standartlarda, sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı olmayan arazi kullanım ve yer seçimi kararları, denetimsizlik ve özellikle tüm bu olumsuzlukları giderecek yasal düzenleme ve idari yapılanmaya ilişkin bütünlüklü bir çalışmanın olmayışının bir sonucunda ortaya çıkmıştır.
HER AN YIKICI BİR DEPREMLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ
“Aradan geçen 21 yıla rağmen ülkemizde deprem, sel, taşkın, heyelan, kaya ve çığ düşmesi gibi doğa olayları insan eliyle hala afete dönüşmeye devam ediyor” serzenişinde bulunan Kuru şöyle devam etti:
İstanbul başta olmak üzere ülkemizin bir çok şehri ve Aydın’ ımız büyük bir deprem tehdidi altındadır. Olası depremin etkileri 1999 depreminden farklı olmayacaktır.
YERLEŞİM YERLERİ FAY HATLARI ÜZERİNDE!
“Ülkemizin pek çok yerleşim biriminde olduğu gibi, Aydında da Büyük Menderes grabeni boyunca Denizli’den Ege denizine kadar uzanan fay hatlarının bir çoğu yerleşim bölgelerindedir. An itibariyle bu konu hakkında kentsel dönüşüm projeleri, yeni ve güvenli imar alanlarının oluşturulması, fay yasasının mecliste kabul görmesi ve benzeri bütüncül projelere sahip değiliz.
Kentlerin yaşam sahnelerinden silinmesi ve/veya önemlerini kaybetmeleri, doğal afetler, savaşlar ve ekonomik geri kalmışlık ve benzeri durumlarla hasıl olur. Bu pencereden bakıldığında depremler özelinde kentimiz büyük bir risk altında olmasına rağmen, ekonomik geri kalmışlık, kenti ilgilendiren sektörel ekonomik projelerin olmaması ve buna bağlı olarak sosyo kültürel anlamda boşanma ve intihar oranlarının sürekli artması kentimizin geleceğini ciddi oranda tehdit etmektedir.”
ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM!
Aydın için umut, emek, çalışma gerektiğini vurgulayan Kuru; “Sorunların üstesinden gelmek lazım, bunun için halkıyla, yerel ve mülki idaresiyle meslek odalarıyla kısaca her kesimiyle bir olmak beraber çalışabilmek lazım…
AYDINIMIZ TÜM SİYASİ ÇIKAR VE KAYGILARDAN BÜYÜKTÜR!
Aydın kentimiz ve halkımızın depremler başta olmak üzere doğal afetlerden korunma ve sosyo ekonomik geleceği adına yerel ve genel iktidarın ortak akılla beraber çalışması ve hizmet etmesi şarttır. Aydın’lılık, kente sahip çıkmak ve geleceği tesis edebilmek bunu gerektirir.
MESLEK ODALARINA DAHA FAZLA SORUMLLULUK VERİLMELİ!
Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilciliği olarak kentimizin sorunları ve çözümleri adına çok önemli işler yapmaya çalışıyoruz, fakat sesimizi duyan yok! İnsanlarımız yaşamlarını yitirdiklerinde, şehirlerimiz yaşanmaz hale geldiğinde, sesimizi duymayan idarecilerimiz ne diyecek, ne yapacaklar?!
Meslek odaları kısır çekişme ve mücadeleden vazgeçmeli kendi alanlarında asli işlerini yaparak halka hizmet etmelidirler.” ifadelerini kullandı.
AYDIN ROL MODEL OLMALI!
Aydın’ı ve Aydınlıyı ilgilendiren önemli konularda Milletvekilleri, belediye başkanları, mülki idareciler ve meslek odalarının ortak hareket edeceği ve çalışılabileceği bir mekanizma oluşturulması gerektiğini, Aydınlı olmanın bunu gerektiğini vurgulayan Kuru sözlerini şöyle sürdürdü:
AYDIN! GELECEĞİN AYDIN, AYDINLIK KENTİDİR!
Şehrimiz ülkemizin batıya açık kapısı, ülkemizin her anlamda aydınlık yüzü, barışın, kardeşliğin ve sosyo ekonomik gelişmişliğin rol modeli olarak geleceğe gururla bakabilmelidir.
Doğal afetler başta olmak üzere kenti ilgilendiren ve geleceğimizi karartabilecek her türlü soruna karşı beraber hareket edebilmeye odaklanarak çözüm aranmalı, mücadele edilmelidir.
Aydın kentinin ve halkının ruhunda ve özünde var olan, Kuvayi Milliye Ruhunu ortaya çıkarmaya, afetlerle mücadele ve ekonomik milli mücadeleye ihtiyacımız olduğu ve meslek odamızın bu mücadelenin her noktasında olduğunu ve olmaya devam edeceğini gururla dile getirmekteyiz.”
