Anadolu toprakları, binlerce yıl beslediği insanoğlunun ihanetine uğramanın verdiği acı ile kıvranmaktadır. Batıdan doğuya, kuzeyden, güneye ağaçları yok edildi, nehirleri, gölleri kirletildi, havası ve toprağı zehirlendi...
Anadolu zenginliğini, havasından, suyundan, yetiştirdiği sebzelerinden, meyvelerinden ve ormanlardan alır. Eski Anadolu halkı yeraltı zenginliklerini, doğayı katletmeden kullanmıştı. Şimdi öylemi ya.
Dünya’da ilk “Güzellik Yarışması” nın yapıldığı İda Dağlarının (1) haline bir bakın. Soma İlçesinde kömür için katledilen Zeytin Ağaçlarını hatırlayın. Bergama’daki Altın madenlerinin doğaya verdiği zararı görün. Artvin’in Cerattepe’sinde, doğanın hukuksuz yok edilmeye çalışıldığını anlayın…
Gelin, Muğla’ya kömür uğruna katledilen Akbelen ormanından geriye ne kaldığını görün. Aydın’ın doğasının Jeotermal ve termik santrallerle nasıl yok edilgini gürün. Türkiye’de doğanın yok edilmesine neden olabilecek uygulamaların o kadar çok ki saymakla bitmiyor…
Anadolu’nun toprakları, suları, gölleri ve denizleri cömerttir, insanı, canlıları doyurur. Şimdi, binlerce yıldır beslediği insanın ihanetine uğramanın verdiği acı ile kıvranmakta. İhanet, greyderle, siyanürle, jeotermal akışkanla gelmiştir…
Greyderler, toprağı ekip biçmek için değil yok etmek için getirilmiştir. İhanetin ne kadar süreceği belli değil. Umudumuz biran önce sona ermesi Anadolu’nun eski güzel günlere geri dönmesidir…
İnsanın Anadolu’ya ihaneti sadece topraklarına olmamıştır. Gölleri, nehirleri denizleri, havası da kirletilmiştir. İhanetin edenlerin başında Anadolu topraklarında öteden beri gözü olan kapitalistler ve onların yerli işbirlikçileri gelir…
Büyük Menderes Havzası, Aydın ovaları ve dağları jeotermal akışkanın yeryüzüne çıkarılıp, jeotermal santrallar kurulması için kapitalizme adeta peşkeş çekilmektedir. Aydın’ın tarım kenti olduğu göz ardı edilmektedir…
Dünya bilim insanlarının tarım alanlarını kurtarmak, daha çok insanı beslemek için kentleri deniz altında kurmayı planladıkları (2) günümüzde idarecilerimiz verimli tarım alanlarını yok etmekle meşguller…
Kapitalizm, para uğruna Anadolu’nun doğasını yok etmeye sanki yemin etmiş; ilgililer, yetkililer sus pus. Onlar altın peşinde, bakır peşinde, elektrik peşinde. Katledilen doğanın eski hale gelmesinin mümkün olmadığını ya da çok uzun yıllar aldığını bilmiyorlar ki? Tarım toprağının oluşması için yüzyıllar gerekiyor…
Anadolu, ender bir coğrafyada bulunmaktadır. Dünyada başka hiçbir coğrafyada on binlerce yıl önce yerleşime açılmış ve bozulmamış bir toprak ve doğal yaşam alanı daha bulunmaz…
Anadolu halkı doğa ile barışık yaşadığından, geliştirdikleri kültür ve uygarlık değerleri bize kadar ulaşmıştır. Anadolu’nun kirlenmesi, katledilmesi, sömürülmesi 1950 yılından bu yana hız kazanmıştır. Aklımızı başımıza alalım gidecek başka bir yerimiz yok!
İlgili ve yetkili herkese sesleniyorum, insanların, bitkilerin ve hayvanların yaşam hakkına saygı gösterin; kirlenmeye, talana son verin. Elektrik, maden başka yerlerden ve başka usullerle elde edilebilir ama yok edilen doğa tekrar geri getirilemez…
KAYNAK:
1-Cevat Şakir Kabaağaçlı, Hey Koca Yurt.
2-Gazeteler (Deniz altı kentleri projesi)
Haçlı Seferleri ile başlayan, 1. Dünya Savaşında ıskalanan ama not alınıp cebe koyulan Anadolu 'yu geri alma projesi, isim değiştirerek 2000'li yılların başında tekrar hayata geçirildi.
Bu plan güzelim Anadolu'yu, üstündeki insanlarla birlikte " bitirme " planıdır.
Bu konuyu gündeme alıp dile getirdiğiniz için yürekten kutluyorum.
Yorumun için teşekkür ederim, dilimin döndüğünce uyarmaya çalışıyorum. Selamlar, saygılar.