Bugün 24 Temmuz.
Türk Basını’nın önemli ve onurlu günlerinden biri olarak tarihte yerini almış.
Ne olmuş diye baktığımızda; bundan 112 yıl önce verilen bir mücadele ve onurlu bir duruş ile karşılaşıyoruz.
Basın üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanan SANSÜR belasına karşılı verilen mücadele ve dik duruş sonrasında 24 Temmuz 1908 tarihinde basında sansür kaldırılmış.
Peki bugün geldiğimiz noktada neresi?
İşte o sorunun yanıtı çok vahim.
Bir avuç çıkarcı ve yandaş, bunlara bir de sosyal medyada etlenen sözde basın olduklarını öne süren troller eli ile basının özgürlüğü yok edilmiş.
Sadece bu mu?
Elbette değil, bunun yanında bugün iktidar erkini elinde bulunduranlar beğenmedikleri haberleri yapanları bir şekilde suçlayıp cezaevlerine göndermiş ve yargılama bile yapılmadan aylarca, hiçbir hüküm olmaksızın yıllarda hapislerde tutabiliyor.
12 Eylül 1980 darbesinde gazeteci olan ve o süreçte sansürü dibine kadar yaşayanlardan biri olarak bugün geldiğimiz noktanın o günden daha kötü bir durum olduğunu söylemek hiç de yanlış ve abartılı bir ifade olmayacaktır.
Didim’de bir köşe yazarı arkadaşımın ifade ettiği gibi, kendi yazımı yazarken bile oto sansür uyguluyorum dediği noktaya geldi. Bugün basın ne asıl görevini yapabilmekte, ne de özgürce haber ve yorum yapabilmektedir.
İşte tam bu noktada 24 Temmuz Basın Bayramı’nı nasıl kutlayabilirsiniz.
Yazımın başlığında ifa ettiğim gibi hangi bayramı ve neyin bayramını kutlayabilirsiniz?
Sözde basında sansürün kaldırılışının yıl dönümünü bayram olarak kutluyoruz da, peki bugün sansür kaldırılmış durumda mı?
Bugün Türk Basını SANSÜR’e maruz kalmıyor mu?
Bu gün Türk Basını ekonomik kıskaca alınarak, ya yok olursun, ya da benim istediğimi yaparsın noktasına getirilmedi mi?
İşin kötü tarafı, bugün ağdalı sözler sarf ederek basının özgür olması gerektiğini söyleyenler de basın üzerinde ekonomik baskı uygulamakta ve kendi istediği haberleri yapmayan gazete ve internet sitelerine bayramlarda kutlama bile vermeyerek ekonomik yaptırım uygulamaktadırlar.
İşte saydığım ve sayamadığım tüm bu nedenlerden ötürü 24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutlayamıyorum.
Zira ortada kutlanacak bir bayram olduğuna da inanmıyorum.
Özgür basın yeniden var olana ve gerçekten toplum adına denetim ve gözetim görevini yerine getirmeye başlayana dek de bu bayramı kendi adıma kutlamama kararı aldım.
Basının baskı ve ekonomik kıskaçlar ile susturulmaya çalışıldığı bir ortamda 24 Temmuz Basın Bayramı kutlanamaz. Çünkü ortada kutlanacak bir durum yok…