Başlıktaki isimle anılan Reşat Nuri Güntekin ‘in romanı aslında hayatın özü.
Doğup, büyümek ve bu dünyadan ayrılmak.
Şairin dediği gibi,
“Çok da fazla ciddiye almayın bu hayatı, içinden sağ çıkabilen yok çünkü”
Ünlü şair ve yazar Nazım Hikmet’in annesi Cemile hanıma vurgun Yahya Kemal Beyatlı‘nın ünlü sessiz gemi şiirindeki dizelerindeki gibi,
Artık demir almak günü gelmişse zamanda
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Hayat ölüme sormuş
İnsanlar beni çok severken neden senden nefret ediyorlar?
Ölüm cevaplamış:
Sen tatlı ve güzel bir yalancısın ben ise ACI BİR GERÇEĞİM...!
Hayat tatlı ve güzel ama yalancı bir kavram.
Maalesef ölüm ise acı bir gerçek.
Bu acı gerçeğin tanıklık ettiği musalla taşları boş kalmıyor bugünlerde.
Geçen Salı toprağa verdiğimiz Aydın’ın en eski matbaalarından ve Aydın Yerel basında AYDIN gazetesi ile bir dönem yazılı basında gazete çıkaran Kolalı matbaası sahibi merhum Muıstafa Kolalı’dan miras aldığı bayrağı sürdüren oğlu ve eniştesi olmaktan gurur duyduğum beyefendi insan kayınbiraderim Yavuz KOLALI’ yı ardından rahmetle anıyorum.
DÜNYA DEĞİŞİM İSTİYOR.
İsrail’in Filistin’e yaptığı ve açıkça tehcir ve soykırım olarak nitelendirilen zulüme dünya devleri, sözde barış ve demokrasi bayrağını taşıyan devletler sus pus kalarak üç maymunu oynadığı hazin katliama sonunda dünya gençliği sessiz kalamadı.
Birleşmiş Milletler adıyla bilinen, 5 devletin oluşturduğu sözde Milletler topluluğu bu katliama ve sivil topluma karşı uygulanan soykırıma, yaşamaları için mücadele ettiği Akdeniz fokları kadar bile ilgi göstermedi. Soğuk denizlerde hayatını kaybeden mültecilere de duyarsız kalan sözde medeniyet beşiği bu ülkeler, cesedi sahile vuran Aylan bebeğin onulmaz acısını görmezden geldi.
Ama dünya gençliği soykırım yapan İsrail içinden başlayan protestolar dünya Üniversitelerine sıçrayarak, vicdanlarının sesini dinleyen “Üniversal hümanizmi” ateşlediler.
Vicdan işte böyle bir şeydir.
Yastığa başınızı koyduğunuzda, başkalarının da sizin kadar rahat uyuyamadığı gördüğünüzde, sizde de uyku tutmaz.
“kendi acısını hisseden canlıdır, başkalarının acısını da hisseden insandır “ sözündeki erdem dünya gençliğinin ateşlediği kıvılcımla, dünyayı saracak.
Sözde dünya devlerini yönetenler de bir gün gelecek hiç yapmadıkları şeylerden utanacak.
1974 Kıbrıs çıkarmasında garantör yetkilerimizi kullanarak Türk ‘ün Kıbrıs’taki haklı çıkarlarını koruyan ve Kıbrıs’ın topyekün işgalini önleyen, ülkemize askeri ambargo uygulayan Birleşmiş Milletler, bu kez İsrail’in bırakın işgali, masum sivil halkı katletmesi karşısında eli kolu bağlı kalması, üç maymunları oynaması, suçun failinin kendileri olduğunun tespiti ve ispatıdır.
Cumhurbaşkanının “Dünya 5 den büyüktür “haklı çıkışı sonuna dek destekliyorum.
Dünyanın geleceğini 5‘li çete karar veremez, vermemelidir de..!
Daha adil bir dünya düzeni kurulmak üzere, gerekirse, bu sözde 5 medeni ülke dışında, ikinci bir Dünya Birleşmiş Milletler Topluluğu kurulmalı ve dünyayı yöneten sözde 5 ülke dışında diğer devletler artık kendi haklarına sahip çıkmalıdır.
Bu dünyada haksızlığın ve adaletsizliğin önüne geçmek için namuslular da, en az namussuzlar kadar cesur olmak zorundadır.
SÖZÜN ÖZÜ :
Dünyayı haksızlık yönetiyor, adalet yalnız sahnede var. Friedrich Schiller