6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunun 102. Maddesine göre, 20 Temmuz 1 Eylül arası 42 gün adli tatildir. Tatilin uzun olması, ağır iş yükü altında olan hâkimlerin dinlenmesi ve sağlıklı karar vermesini sağlamak içindir. Bu yıl 1 Eylülün pazara gelmesi nedeniyle yeni adli yıl 2 Eylülde başlayacak.
Her yeni başlangıç, umuda giden bir yoldur. Yeni adli yılın bu bağlamda hayırlı olmasını temenni ediyorum. 20 Temmuz 2025 tarihine kadar sürecek yeni adli yılda hâkimlerin vereceği adil kararlarla vatandaşın gözünde kaybolan yargıya güven duygusunun tekrar yerine geleceğini ümit ediyorum…
Güven duygusunun tekrar kurulması Mahkemelerin ve hâkimlerin; Anayasa, yasa, yönetmelik, uluslararası sözleşmeler ile Anayasa Mahkemesi kararlarını tam olarak uyması ve uygulaması, hukukun üstünlüğüne inanmasıyla gerçekleşecektir…
Hukuk, “içeriği bakımından pozitif unsura sahiptir. Pozitifliği, her ulusun milli karakterinden, gelişmişlik düzeyinden ve tabii zorunluluklara bağlı şartlarla oluşur.” (1) Bağımsız ve tarafsız mahkemelerde hukuku uygulayacak, adalet dağıtacak bağımsız yargıçlardır. Avukat ise mahkeme huzurunda bağımsız savunmayı temsil eden, yargının kurucu unsurudur…
Avukatlık, çeşitli aşamalardan geçerek bu günlere gelmiş ve toplumda saygın bir meslek olarak kabul edilmiştir. “İlk savunmanlar (avukat) antik Yunan’da ortaya çıkmış, meslek örgütü ilk baronun Atina’da kurulduğu belirlenmiştir. (2)
Antik dönemde özellikle Roma imparatorluğunda “Avukatlık soyluların mesleği olarak kabul edilirdi. İlk cüppe Romalı avukatlar tarafından o gün kendilerinin anıldığı meslek isimleriyle Oratorlarca kullanıldı.” (3)
Türkiye Cumhuriyetinde 3 Nisan 1926 yılında ilk Avukatlık yasası kabul edilmiştir. Bugün yürürlükte olan 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu 19. 3 1969 yılında kabul edilmiş, 2.5.2001 tarih ve 4667 sayılı kanunla birçok maddesi değişmiş, yeni ve çağdaş maddeler eklenmiştir. Son değişiklik, 11.07.2020 tarih ve 7249 sayılı yasayla yapılmıştır…
Avukat, 1136 sayılı yasanın 1. Maddesine göre; “ yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı temsil eder.” 2. Maddesi, “…her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkları adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını, her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamakla görevlidir.”
Genel bir ifade ile anlatmaya çalışırsak Avukatı, hukuki bilgi ve deneyimlerini, kişilerin yararlanmasına sunan, insan haklarının ve doğanın korunması için çaba gösteren ve baroya kayıtlı meslek erbabı olarak tanımlayabiliriz…
Avukatların çatı örgütü olan Barolara, 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 76. Maddesi ile “… Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak…” görevi verilmiştir. Türkiye Barolar Birliği aynı kanunun 110. Maddesi 17. Fıkrasıyla “Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmakla.” Görevlidir…
Avukatlar, Barolar ve Türkiye Barolar Birliği bu güne kadar insan haklarını, doğayı savunmak ve hukukun üstünlüğünü sağlamak için elinden gelen çabayı aksatmadan sürdürdü. Bundan sonra da yasanın verdiği görevi yerine getirmeye devam edecektir, kimsenin kuşkusu olmasın!
KAYNAK:
1-G.W. F. Hegel. Hukuk Felsefesinin Prensipleri. S.41
2-Adil Giray Çelik, Tarihte Savunma ve Meslek Kuralları. S. 12
3- Age S. 16
Beğendim. Tebrikler.
Teşekkür ederim, selamlar, sevgiler.